 |
| Her şey possible, ama probable değil. |
Türkçede aynı takıyla farklı durumları anlatabiliyor ve gereken mesajı içerikten anlıyoruz. İngilizcenin işleyiş biçimi böyle değil. Mesela bizde can, could, may, might ayrımı yaptıracak farklı takılar yok; sadece -ebilmek diyoruz. Bu da özellikle can ve could arasında tercih yapmamız gerektiğinde problem yaratıyor.
Aşağıdaki örneklerde can kullanılmaz, could tercih edilir
- Bu akşam yağmur yağabilir. (hava kapalı)
- Instagram'ın kullanıcı sayısı diğerlerini geçebilir. (hızlı büyüyor)
- Hindistan nüfusu, Çin nüfusunu geçebilir. (doğum oranı daha yüksek)
Possible vs. Probable
Yukarıdaki örneklerde neden can değil de, could, may veya might kullanılması gerektiğini anlayabilmek için possible ve probable arasındaki farkı incelemek gerekir.
Possible (olabilir, ama ille de olmak zorunda değil / sadece ihtimal var)
Özünde her şey possible kategorisine girer. Çünkü teorik olarak her şey olabilir. Yeterince büyük bir güneş fırtınasının bir kaç saniye içinde bizi yok etmesi, devasa hayvan sürülerinin şehirleri basması, sağlıklı bir insanın çat diye ölmesi, dünya kaynaklarının adil bir şekilde dağıtılması ...
Yukarıdaki her şey mümkün, ama muhtemelen olmaz. Sadece ihtimal var. Can bunları ele almak için uygun.
Probable (olabilir ve muhtemelen olacak gibi / olacağına dair işaretler var)
Eylemin gerçekleşeceğine dair işaretler varsa possible olmaktan çıkar, probable olarak kabu edilir. Amazon'un en değerli şirket olarak kalması, küresel ısınmanın şiddetlenmesi, kentli nüfusunun artışı ...
Yukarıdaki örneklerin gerçekleşeceğine dair göstergeler var. Bunları ele alırken could, might, may, will ve belki başka alternatifler uygun.
Possible (can) bilimsel, probable (could) gündelik
Possible, olasılık hesaplarına uygun bilimsel ilişkileri ele almaya yarayan bir kelime, probable ise gündelik hayatın ta içinden. Probable, sebep sonuç ilişkisini daha gerçekçi bir şekilde ele alır.